Çanakkale

Antik çağdan kalan Troya kalıntıları il sınırları içerisindedir. Bölgede ilk yerleşim yaklaşık 6000 yıl öncesindeki Bakır Çağı‘na dayanır.[6] Fakat bu dönemde şehrin kimliği ve yaşayan insanların özellikleri hakkında pek bir şey bilinmemektedir. Yapılan kazı çalışmaları ve çeşitli araştırmalara göre, bölgedeki ilk kalıcı yerleşim izi Kumtepe civarında bulunmuştur. MÖ 4.800 – 4.000 arasına tarihlenen Kumtepe Höyüğü, bu tarihten sonra da çeşitli yerleşim izleri içeren tabakalara sahiptir.[7] Bölgedeki kazılar ilk olarak 1934 yılında Cincinnati Üniversitesi‘nden  J.L. Caskey ve J. Sperling tarafından yapılmıştır. MÖ 3000 yılında kurulan Troya geçirdiği depremden sonra MÖ 2500 yılında yıkılmıştır.[8]

Hellespontin Phrygia’nın bilinen en eski tümülüsü olan Kızöldün Tümülüsü’nde bulunan Polyksena Lahdi, halen Troya Müzesi‘nde sergilenmektedir.

Sonraki yüz yıllarda çeşitli göçlerle kavim dengesi değişen ale bölgesi, MÖ 7. yüzyılda Lidyalılar‘ın hakimiyetine girmiştir.[8] MÖ. 6. yüzyılın ortalarında bölgede Pers egemenliği başlamıştır.[9] Perslerin önemli imparatorlarından Darius ve Xerxes bölgeyi stratejik bir nokta olarak görüp, burayı ellerinde tutmayı amaçlamışlardır. Yunan tarihçi Herodot‘a göre Çanakkale Boğazı üzerinde Avrupa’ya geçmek için ilk köprüyü yapan Xerxes’tir.[8][9] MÖ 386’da Spartalılar ile Persler arasında yapılan Kral Barışı sonucu Persler bölgede hakimiyetini güçlendirdi.[10] MÖ 334 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender bu bölgeyi Perslerin elinden almak istiyordu. Bu amaçla Çanakkale Boğazı’nı geçerek bugünkü Karabiga yakınlarındaki Kocabaş Çayı (Granikos)‘nda iki ordu birbiri ile karşılaştı ve aldıkları büyük bozgun karşısında Persler bölgeyi Büyük İskender’in hakimiyetine bırakarak bölgeden çekilmek zorunda kaldılar.[9] Ancak İskender’in ani ölümü üzerine bölgeyi ünlü komutanlarından Antigonos yönetmeye başlamıştır. O da uzun süre yönetemeden, Balkanlardan gelen Kelt kökenli Galatlar, bölgeye yerleşmişlerdir.[9] MÖ 133’te Bergama Kralı III. Attalos’un vasiyeti üzerine Roma hakimiyetine giren Çanakkale, sonrasında Asia eyaletine bağlanmıştır.[11] Roma İmparatorluğu’nun 395’te Doğu ve Batı diye ikiye ayrılmasından sonra, bölge daha sonradan Bizans adıyla anılacak olan Doğu Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetine girmiştir.[11] İmparator Justinian modern Eceabat yakınlarındaki Sestos bölgesinde boğazın kontrolünü sağlamak amacıyla kale inşa ettirmiştir. Bölgede ilk Türk hakimiyeti 11. yüzyıl sonlarında ünlü deniz komutanı Çaka Bey‘in seferleri ile başlamıştır. Sonrasında Karesi Beyliği ile devam eden Türk hakimiyeti, 1361 yılında beyliğin savaşsız bir şekilde Osmanlı İmparatorluğu‘na katılması ile bölgede yaklaşık 6 asır sürecek bir Osmanlı dönemi başlamış oldu.[11]

Osmanlı dönemi

[değiştir | kaynağı değiştir]

Saat kulesi – 1918

İlin eski merkezi Biga olup, Cumhuriyet döneminde, Çanakkale Savaşlarında kazanılmış olan zaferlerden dolayı ilin ismi ve merkezi Çanakkale olarak değiştirilmiştir. İlin isminin kökeni ise yörede çok gelişmiş olan çanak-çömlek zanaatinden gelir. Şehrin iki simgesi hâline gelen Kale-i Sultaniye ile çanakçılık özdeşleşince de şehir “Çanakkale” olarak adlandırılmaya başlanmıştır. 1452 yılında Fatih Sultan Mehmet, Papalık Devleti‘nin Bizans’a yardımını engellemek ve Çanakkale Boğazı’nın kontrolünü sağlamlaştırmak amacıyla boğazın en dar yeri olan Kilitbahir köyünde Kilitbahir Kalesi‘ni yaptırmıştır.[12]

Çanakkale Savaşları

[değiştir | kaynağı değiştir]

1915 senesinde Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında Çanakkale Savaşları‘na sahne oldu. İtilaf Devletlerinin birleşmiş orduları deniz savaşında araç ve personel zayiatı vererek mağlup oldu ve boğazları geçemedi. Daha sonra İtilaf kuvvetleri karadan çıkartma yaptılar. Kara savaşlarında Yarbay Mustafa Kemal‘in başarıları sayesinde İtilaf kuvvetlerinin ilerleyişi durdu, iki kuvvet birbirine üstünlük sağlayamadı ve karadan taarruz da başarısızlıkla sonuçlandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir